Zeytinyağı sabunu hakkında   

Sıkça Sorulan Sorular...

El yapımı sabun ve piyasadaki badanoz sabunlar arasında ne fark vardır ?

Geleneksel doğal sabun diye adlandırdığımız sabunlar, 5000 yıldır kullanılan yöntemler ile, neredeyse tamamen el emeği kullanılarak, sabunu kendi oluşum sürecine bırakarak üretilen sabunlardır.
Yani kaynatılıp sıcak bir hamur haline gelmiş sabun, önce karıştırma kazanında, hafif soğuması ve kıvamına gelmesi için konulur ve karıştırılır, ardından yer sergisi dediğimiz, donup, kesileceği yere dökülür. Ertesi gün donmuş olan sabun elle kesilir ve havalandırmak, az da olsa nemini atması için 1 gün sergide dinlenmeye bırakılır. Daha sonra talebe göre, istelinel miktar ve ağırlıkta paketlenip satışa sunulur. 

Oysa ki fabrika yahut badanoz sabunu diye tabir ettiğimiz sabunlar, başından sonuna insan ve makinelerle müdahale edilip, süreç kontrollü bir şekilde, maddenin doğası dışında işlemden geçirilip üretim yapılır. Hamur halindeki sabun önce bir cihaza sokulup içindeki nem belirli bir seviye indirildikten sonra, ısı ve basınç uygulayan başka bir cihaza sokulup buradan şekil verilerek, kesim ve damgalama işlemi aynı bant üzerinde tamamlanır. Doğal sabunlar içlerinde barındırdığı nem sayesinde uzun zaman tazeliğini korurken, dinlendikçe sabunun kalitesi de artar.

Zeytinyağı sabunu yeşil mi olur ?

Hayır, tam aksine, kullandığınız yağ ne kadar temiz ve kaliteli ise, sabunun rengi de bir o kadar beyaza yakın olur. Sadece yeni hasat döneminde elde edilmiş yağdan sabun yaptıysanız, yağ dinlenmediği ve ham olduğu için, içindeki posanın da etkisi ile sarı ile açık su yeşiline kaçan bir renge sahip olur. Bir sabun şayet yeşilse, o sabun ya pirina yağından, ya kızartma yağından yapılmıştır, yahut da, tüketicinin yanlış bilgisini onaylamak için, içine renk katılmıştır. Has zeytinyağından üretilmiş sabun sakız gibi akça pakça bir renge sahiptir.

Doğru bilinen yanlışlar

Neden diğer sabunlar kadar fazla köpürmüyor ?

Geleneksel zeytinyağı sabunu, hamam da banyo yaparken kullanılması en uygun sabunlardan biridir, zira yüzey gerilimi çok yüksek olduğu için, soğuk su ile tamesında, genelde son kullanıcının beklediği yoğun köpürme gerçekleşmez. Zeytinyağı sabunu banyo sabunudur ve ancak sıcak ile köpürecektir, fakat bu noktada da akla şu soru takılmaktadır; neden sabunun köpürmesi bizim için önemli ? 

Bu özellikle medya aracılığı ile tüketicinin zihnine kazınmış yanlış bir algıdır, özellikle reklamlarda sabunun köpüğünün cildi temizlediğine dair gerçekle ilgisi bulunmayan bir sanrı oluşturulmuştur.

Aslında cildinizi temizleyen sabunun köpüğü değil, kullandığınız sabunun arındırma gücüdür. Zeytinyağı sabunu molekül yapısı gereği kiri vüdunuzda sökmekle kalmaz, hidrofobik bir yapsı olmasından ötürü, durulama suyunu döktüğünüz anda kendisi de dahil cildinizin üstünde bulunan tüm yabancı malzemeyi koparır atar. Yani sabun kendi kalıntısı da cildinizden arındırıp, geride yalnızca temiz cildinizden başka bir şey bırakmaz.

Peki neden sürekli köpüklü sabun reklamları izlemek zorunda kalıyoruz? Çok basit bir cevabı vardır bu sorunun,tamamen maliyet hesabı. Sabun yapımında sadece zeytinyağı kullanmak zorunda kaldığınızda, sabunun birim fiyatı çok yükselmektedir. Üreticiler bu durumu düzeltmek için, sabunları başka yağlardan ekleyerek sabun karışımlarından üretirler.

Anadolu'dan Armağan sabunları kostik içerir mi ?

Hayır.
Sabunu ortaya çıkartan kimyasal işleme "sabunlaşma" denir. Bu işlem sonunda zeytinyağı asidi ve aşındırıcı madde birleşmiş olur, ortaya gliserin ve sabun çıkar. Sabun aslında asit ve baz birleştiği zaman ortaya çıkan tuzdur. Bu tepkimenin doğru gerçekleşebilmesi için malzemeler çok hassas hesaplanmalı ve doğru oranlarda kullanılmalıdır. Bitmiş üründe kostik herhangi bir madde bulunmaz. Buna rağmen, kostik malzeme kullanılmadan sabun üretilemez. Günümüz standartlarına göre Sodyum Hidroksit içermeyen ürünler 'sabun' değil 'deterjan' sınıfına dahildir.

Daha fazla bilgi

Neden kül kullanmıyoruz ?

Aşındırıcılığının fazla olması yanı sıra, laboratuar ortamında, kontrollü bir şekilde üretilmediği ve rastgele oluştuğu için kül, diğer kostiklerin aksine, çok “kararsız” bir karaktere sahiptir. Yani girdiği kimyasal tepkime esnasında, nasıl bir sonuç vereceği kestirilemeyecek bir haldedir. Bu da isan sağlığı açısından tehlike arz etmektedir. 

Hepsine ek olarak, söz konusu külün üretilmesinde “meşe” gibi ağaçlar kullanılmakta ve 1 kg sabun üretebilmek için yakmanız gereken meşe odunu yaklaşık 400 kiloya tekabül etmektedir. Bu konu açıldığında genelde yapılan savunu, biz külü fırınlardan alıyoruz olmaktadır, fakat bu da gerçeği yansıtmaktan çok uzaktır zira, o kadar büyük miktarda külü fırınlardan elde etmenin imkansızlığının yanı sıra, elinizde bulunan külün içerisinde farklı odun ve madde karışımlarında bulunmaktadır ki, bu da sizin uygun ph derecesine sahip kostiği elde etmenize engel teşkil etmektedir.

Daha fazla bilgi

Sabunlarda kullanılan esanslar ile esansiyel yağlar arasında ne fark vardır ?

Esansiyel yağlar, çeşiti çiçek yahut bitkilerin toplanıp daha sonra bakır imbiklerde kaynatılıp damıtılarak, bitkinin kendi yağının alınıp şişelenmesi ile, esanslar (parfümler) ise kimyasal yollarla sentetik olarak üretilir.

Gerçek esansiyel yağların ciltte kullanımlarının çeşitli hastalıkların tedavi edilmesini sağlamalarıdır. Sahte esans kullanılarak yapılmış bir sabundan hiç bir fayda elde etmeniz mümkün olmadığı gibi, vücunuzu yabancı kimyasallarla hasta etme olasılığınız da ortaya çıkmaktadır.

Daha fazla bilgi

Farklı yağ karışımları ve etkileri

Kullanılan diğer yağların da sabun üstüne çeşitli etkileri olacaktır, misal ayçiçek yağı sabunun çok çabuk ve yüksek miktarda köpürmesine neden olurken, palm yağı sabunun donma sürecini etkiler, bu sorunu çözebilmek için de başka bir yağ olan, hindistan cevizi yağı yağ karışımına eklenir. 

Yapılan bu eklemeleri saklamak, Tüketiciyi Koruma Kanunu uyarınca cezaya tabi olduğu için (üretimde kullandığınız tüm malzemeleri etikette yazmak zorundasınız), sizlere bu karışımı neden yapmak durumunda kaldıklarını açıklama gereği hissederler, hatta bunu kendi yararlarına kullanırlar.

 İpek özü cildinize şunu yapar, zeytin çiçeği şunu besler, aslında bahsi geçen faydaların hiç biri gerçek değildir, hatta ve hatta kullanılan bazı yağlar, üretim koşullarının kötülüğünden ötürü, hastalıklara sebebiyet verdiği için, gıda da, kozmetik üretiminden de yasaklanmıştır. 

Üstelik sabunlarda kullanıldığı iddia edilen bazı maddelerin kendisi gerçekte yoktur. Buna en güzel örnek zeytin çiçeği kokusu. Doğada zeytin çiçeğinin hiç kokusu yoktur. Doğal olarak kendine has kokusu olmayan bir şeyin, sabunlarda, şampuanlarda da olmaması icap eder fakat maalesef bu tip ürünleri herhangi bir marketten kolayca temin edebilirsiniz. 

Yukarıda sıraladığımız sebepleden ötürü, şayet gerçekten satın aldığınız sabundan fayda sağlamak istiyor ve tedavi amacı üle bu ürünleri tüketmeyi arzuluyorsanız, o zaman almış olduğununz sabunun hem %100 zeytinyağından üreiltmesi, hem de içinde kullanılan tedavi edici esasansiyel yağların da doğal olması icap eder.

Neden bu kadar pahalı, daha ucuza aynı kalitede ürün sunulabilir mi ?

Gerek zytinyağı, gerekse üretiminde kullanılan esasnsiyel yağlar tamamen doğal olduğu ve bu yağların tamamının maliyeti yüksek olduğu için, ortaya çıkan sabunun da maliyeti yükselmektedir ve bu sebepten, marketlerde satılan diğer sabunlardan daha yüksek fiyatlara sahiptir. 

Sentetik esanslardan ve yağ karışımlarından elde edilmiş sabunlar, cildinize hiç bir fayda sağlamayacağı için, bu ürünleri alıp tüketmek de bir o kadar fuzuli masrafa girmek anlamına gelmektedir. Hatta sahtesini kullanmaktan ötürü sağlığınızı etkileyecek olursa bu ürünler, sizlere bir de sağlık masrafı çıkartacakları için, bu ürünlerin tüketimin astarı yüzünden pahalıya çıkacaktır.

Beklenen etkilerin görülebilmesi için...

Şayet satın aldığınız sabunu sağlık problemlerinizi gidermek maksadı ile tüketiyorsanız, dikkat etmeniz gereken en önemli husus, bu sabunları düzenli ve doğru şekilde cildinize uygulamanızdır.

Genel itibarı ile ilk önce suyla köpürtülen yahut eritilen sabun önce suyla nemlendirilmiş cilde uygulanır, 1-2 dakika bekletildikten sonra durulanır. Fakat sabunla yüzünüzü yahut cildinizi yıkadıktan sonra, krem, nemlendirici gibi, yine kimyasal maddelerden imal edilimiş başka ürünleri cildinize tatbik ederseniz, kullandığınız sabundan fayda sağlamanız pek mümkün değildir. 

Zeytinyağı sabunu ile bilinen en önemli yanlışlardan biri de, bu sabunun cildi kuruttuğuna dair ileri sürülen hurafelerdir. Özellikle soğuk döküm sabun kullanıyorsanız, bu sabunun cildinizi kurutması mümkün değildir zira, soğuk döküm sabun üretim şekli gereği, içinde çok fazla miktarda gliserin barındırır, gliserin de ciltteki çatlakları onarmakla kalmaz, aynı zamanda cildi nemlendirir ve cilde sağlıklı parkal bir görünüm sağlar. 

Geleneksel zeytinyağı sabunları sihirli değildir, hemen ilk kullanımda tüm rahatsızlıklarınızı giderebilecek kadar bir etki göstermeyecektir, lakin koruk bile sabırla şerbet olur, bu yüzden sabununuzu düzenli ve uygun şekilde kullanırsanız, gözle görülür bir fayda elde ettiğinize siz de şahit olacaksınız.

Zeytinyağı sabunuyla saç yıkanır mı ?

Satın aldığınız bu sabunların bir özelliği de, yalnızca yüze değil, saçınıza ve tüm vücudunuzun temizliğinde kullanabileceğiniz ürünler olmasıdır. 

Yine yanlış bilinenin aksine, zeytinyağı sabunu, saçları kurutmaz, karıştırmaz. Senelerce kullanmış olduğunuz şampuanlar, doğal olarak, saçlarınızın belirli bir standarda alışmasını sağlar. Marketlerde satılan şampunlarla, zeytinyağı sabunun kullanım amacı da, şekli de, doğası da taba tabana birbirine zıttır. Şampuanlar mümkün olduğu kadar saçlarınıza nüfus edip, saç tellerinizde kalması ve sürekli güzel koku vermesi için tasarlanmış ürünlerken, zeytinyağı sabunu, kendi kalıntısı da dahil olmak üzere, saçınızdaki kir, yağ gibi kurtulmak istediğiniz tüm malzemeleri saçlarınızdan arındırmak üzere üretilmiş bir üründür. 

Doğal olarak, evet yıkadıktan hemen sonra saçınızda hoş bir koku bıraksa da, durulamada kendini de arıtıp, saçınızdan söküp attığı için zeytinyağı sabunu, saçınızda uzun süre hoş bir koku bırakmaz. Eğersaçlarınız karışıp birbirine girmesinden şikayet ediyorsanız, bundan kurtulmanın da çok kolay bir yöntemi vardır. Saçınız sabunla yıkadıktan sonra saçınızda hala sabun varken, durulama esnasında, tarak ile saçınızı durulayınız. Şayet bunu yaparsanız, özellikle üçüncü, dördüncü kullanımdan itibaren saçlarınız hiç karışmadığını, hatta kuruturken, daha dolgun ve hacimli gözükmeye başladığına şahit olacaksınız.