Sıcak Döküm ve Saoğuk Döküm Sabun Arasındaki Farklar
Gerek günümüzde: gerekse antik dönemde, sabun farklı üretim yöntemleri ile üretilmiştir. Bunların en temel ve ilk olarak kullanılanı ise, sıcak döküm diye adlandırdığımız “kaynatma sabundur”.
Kaynatma Sabun (Kara Kazan Sabunu)
Bu yöntem yaklaşık 5000 yıldır, hiç değişmeden günümüze kadar ulaşmış ve fabrikasyon sabunların dahi üretiminde kullanılagelmiş en temen üretim yöntemi olarak bilinmektedir. Sıcak döküm sabun ile soğuk döküm sabun arasındaki temel fark, sabun üretiminde kullandığımız yağın ve alkali solüsyonun, sabunlaşma sürecinde, ısının kullanılıp kullanılmamasında yatmaktadır.
Sıcak döküm sabun üretiminde, kullandığımız temel araç krom, teneke yahut çelik kazan ve bir ısı kaynağıdır. Isı sabunlaşmanın hem gerçekleşmesi, hem de hızlandırılması için tercih edilen bir katalizör durumundadır.
Kazana: yağın ateşle doğrudan temasını engellemek için önce, yağın üçte birine tekabül edecek miktarda saf su eklenir, daha sonra eklenen yağla birlikte suyun toplam yüksekliği, kazanın üçte birine, üretilmek istenen sabun miktarı çok ve zaman az ise en fazla yarısına tekabül etmek zorundadır.
Başka bir kapta: mevsime ve daha önemlisi hava sıcaklığına bağlı olarak, göz önünde bulundurulam bome uyarınca, kostik ve saf su dikkatlice karıştırılır. Elzem olarak da ortaya çıkan alkali solüsyon ile, yağın sıcaklığının eşit olması tercih edilir. Zira kostik ve suyun bir araya gelmesi ise, ciddi bir kimyasal reaksiyon ortaya çıkar ki, bu da solüsyonun sıcaklığının 90 derecelere yükselmesine sebep olur.
Kazana eklenen su ve yağın altı yakıldıktan sonra önce suyun kaynaması ve daha sonrasında, yağı yağı kaynatması beklenir. Yağın ateş kaynağı ile doğrudan teması, yağın yanmasına ve sabunun kalitesinin düşmesine, dahası sabunlaşmanın gerçekleşmemesine sebep olur. Yağın yüzeyinde kabarcıkların oluşması beklendikten sonra, alkali solüsyondan bir mitar alınır ve kaynayan yağa “alıştırma kostiği” eklenir ve yüzeyde beyaz, kremamsı bir yapının oluşup oluşmadığına bakılır.
Şayet oluşmuşsa yavaş yavaş alkali solüsyon kaynayan yağa eklenmeye devam edilir, ta ki yağın yüzeyinde oluşan kremamsı yapı, kesilip (kaynayan sütün limon eklenince kesilmesi gibi bir görüntü oluşur) tanelenmeye başlayınca kadar alkali solüsyon yağa eklenmeye devam edilir.
Bu noktadan sonra temel amaç, kesilmeden kaynaklı tanelerin, irileştirilmesidir, fakat gelinen bu noktada sabunlaşmaya başlamış yağın, yeniden yağa dönüşmesi ihtimali çok fazladır, zira ihtiyaç duyduğundan fazla solüsyon eklemeniz, sabunun bozulmasına ve tüm işlemin yeniden başlanmasına sebep olacaktır.
Bu süreçte, dikkat edilmesi gereken nokta, sabunlaşmanın devam etmesi için ne kadar solüsyon eklenmesi gerktiğini test etmek ve sahip olduğunuz ustalık sayesinde, sabunu hiç bozmadan, sürecin devam etmesini sağlamaktır. Uygun zamanda ve miktarda solüsyon eklediğiniz sürece parçlanmış olan kremamsı yapının parçaları büyüyecek ve bir noktadan sonra, sabun suyundan ayrılıp, “acı su” dediğimiz, sabun altı suyunun üstünde yüzmeye başlayacaktır.Sıcak Döküm ve Saoğuk Döküm Sabun Arasındaki Farklar
Gerek günümüzde: gerekse antik dönemde, sabun farklı üretim yöntemleri ile üretilmiştir. Bunların en temel ve ilk olarak kullanılanı ise, sıcak döküm diye adlandırdığımız “kaynatma sabundur”.
Bu aşamaya ulaşmış olan sabunu bozup, tekraardan yağa çevirmek neredeyse imkansızdır fakat dikkat edilmesi gereken şey şudur, zamanından önce solüsyon ekleyip, sabunun ihtiyaç duyduğundan fazla kostiği, sabuna zerk etmektir. Bu aşama da aşıldıktan sonra, geleneksel “zeytinyağı sabununuz” sergiye dökülmeye hazırdır, yapmanız gereken tek şey, acı suyundan tamamen ayrıldığından emin olduğunuz sabununuzu sergiye dökmektir ki bu da yaklaşık 3-4 saat, altından ateşi alınmış kazanınızı dinlenmeye bırakmanız demektir.
İki yöntem arasındaki fark aslında kullanım amacında gizlidir, zira iki yönteminde bir diğerine nazaran hem avantajı, hem de dez avantajı vardır.
Güneş ve hava ile teması daha az olan vücut bölgelerinin temizliğinde, sıcak döküm sabun tercih edilmesi gerekirken, güneşin ve hava koşullarının daha çok temas ettiği yüz ve el gibi yerlerin temizliğinde soğuk döküm sabunun tercih edilmesi tavsiye edilir. Bunun altında yatan ana neden ise “kimyadır”!
Zeytinyağı kimyasal bileşenleri gereğince içinde “trigliserit” barındırır. Bu da üç gliserin molekülünün, bir bağ oluşturarak zeytinyağının en kıymetli özelliğini oluşturmasını sağlar. Isının katalizör olarak kullanıldığı “sıcak döküm sabunda” bu bağ kopar ve üç molekülden ikisi, sabun altı suyu dediğimiz, acı suya karışır. Oysa ki soğuk döküm sabunda, hiç bir yan ürün oluşmadığı ve gliserin molekülleri, üretim yapılan kazanın ve sabunu içinde kaldığı için, ciltteki çatlakları ve yıpranmış bölgeleri daha etkin onarabileceği bir ajana sahip olmuş olur.
Soğuk Döküm Sabun (Kastil Sabun)
Soğuk döküm sabun, yalnızca zeytinyağı yahut, buna ek olarak farklı bitkisel esansiyel yağarın karıştırılarak, belirli bir reçete uyarınca hazırlanmış alkali solüsyonun, yağa eklenirken, karıştırılması ile üretilen sabun türüne verilen isimdir.
Sıcak döküme nazaran, üretimi daha kolay gibi algılansa da, aslında içine eklenen esansiyel her bir yağın, sabunlaşma katsayısı bir diğerinden farklı olduğu için, hazırlanması gereken alkali solüsyonun reçetesi, çok hassas belirlenmeli ve kullanan kişinin cildine zarar vermeyecek oranlarda, söz konusu ölçümler yapılmalıdır.
Zeytinyağı yahut yağ karışımı dikkatlice ölçülerek, plastik, cam, teneke, krom, aslen çelik bir kapta karıştırılır. Aynı özelliklere sahip başka bir kapta, reçete uyarınca saf su ile karıştırılan baz, yağ ile aynı sıcaklığa ulaşıncaya kadar soğumaya bırakılır. Isı dereceleri eşitlenince, yağ ve solüsyon çırpılarak birbirine eklenir. Uygun kıvama ulaştığında karıştırılma sonlandırılır ve daha önceden gramajı belirlenmiş kalıplara dökülür ve donması için beklemeye bırakılır.
Güneş ışığından ve ısıdan uzakta donmaya bırakılan sabun, kesilebilecek sertliğe ulaştığında, istenilen gramaj yahut ebatlarda kesilir ve nemini kaybetmesi için, serin bir yerde dinlendirilmeye bırakılır. Soğuk döküm sabun, sıcak sabunun aksine, içinde bulunduğu coğrafyadaki bağıl nem oranı nispetinde, bir kaç gün içinde, barındırdığı tüm nemi kaybedip, kilo verirken, sıcak döküm sabun, sahip olduğu %50'lik nemi yaklaşık bir sene içerisinde ancak kaybeder.
Sabunu kilo ile satanlar açısından bir avantaj gibi görünse de, esasen, başlangıcından paketlenmesine kadar, tamamen el emeği ile üretilen “geleneksel zeytin yağı sabunu” gerçekte “adet” ile satılması gerektiği için, biz sabunların barındırdığı su ağırlığını bir avantaj olarak görmemekteyiz.